Bu Blogda Ara

9 Aralık 2010 Perşembe




Kız mı, erkek mi? Bahisleri açıyorum.

Sanırım bu ay ki kontrolde cinsiyeti de belli olacak.

Kız mı, erkek mi? Nasıl bişi? Kime benziyor, benzeyecek?
“Tırnaklarını nasıl keseceğim?” gibi basit; ya da çok daha ağır sorumlulukları içeren bir yığın soru.

Merak, heyecan,endişe, mutluluk…
Duyguların gidip gelmesinin tek sorumlusu HCG hormonu.
Duyguların dışında bulantıları geride bırakma çabası. Bugün ilaç almadım; kendimi deniyorum. Belki de o beni deniyor. Benim annem ne kadar dayanıklı diye :)


Tam üç aydır söylemek istediklerim var. İçimde bambaşka bir heyecan, heyecandan çok daha öte birşey var. Uzun zamandır evden çıkmadan oturuyorum, oturuyoruz. Aslında ben yatıyorum diyebilirim. Evet evet yatıyorum.

Bir nevi sarhoş gibi, iş yok, arkadaşlar yok, internet yok arada sırada bir iki telefon...
Aç mıyım, tok mu o bile belli değil!

Saatler, günler birbirine karışmış. Durağan ama klişe değil. Çünkü hayallerim var. Merak içindeyim. Evet hala ben bile inanamasam da bi bebek var karnımda.
Her şeyi var. Eli, kolu, bacağı, gözü, kalbi, elleri. Kıpır kıpır hareket halinde. Bir tek adı yok Şimdiden hem sabırsızım hem de sabırlı. Bir de şaşkınım!

Ben anne mi olacağım? İnanamıyorum.

Bazen bulantılar o kadar dayanılmaz ki hamile olduğumu unutturuyor sonra aklıma onu getirip mutlu oluyorum. Benimle olduğu için şükrediyorum. Ona şimdiden alıştım.