Ağaçlar benim için her zaman
etkileyici olmuşlardır. Bir bütün halinde kalabalık bir aile gibi duruşlarına
saygı duyarım. Bu kimi zaman bir orman kimi zaman da şehrin ortasına sıkışıp
kalmış bir korulukta rastladığım ağaçlar topluluğu olabilir.
Tek başlarına olduklarında ise, onlara duyduğum saygı daha da artıyor. Tıpkı kendilerini yalnızlığa mahkum etmiş insanlar gibiler… Dimdik, düşünceli, suskun, kimi zaman bize birşeyler fısıldayan duruşları beni daha da bir etkiler. Ağaçlar hiçbir zaman bağırmazlar. Mutluluklarını da acılarını da haykırmazlar. İnsan oğluna ya da bir başka ağaca öfke duyarlar belki. Ama öfkeyi kusmazlar. Bir ağaç yaşam süresini doldurup kesildiğinde halkalarında tüm savaşını; tüm acıları, tüm hastalıkları görürsünüz. Tüm hayatı harfi harfine yazılıdır, verimsiz yıllar, bereketli yıllar, atlatılan saldırılar, uzun süren fırtınalar, hepsi!
Tek başlarına olduklarında ise, onlara duyduğum saygı daha da artıyor. Tıpkı kendilerini yalnızlığa mahkum etmiş insanlar gibiler… Dimdik, düşünceli, suskun, kimi zaman bize birşeyler fısıldayan duruşları beni daha da bir etkiler. Ağaçlar hiçbir zaman bağırmazlar. Mutluluklarını da acılarını da haykırmazlar. İnsan oğluna ya da bir başka ağaca öfke duyarlar belki. Ama öfkeyi kusmazlar. Bir ağaç yaşam süresini doldurup kesildiğinde halkalarında tüm savaşını; tüm acıları, tüm hastalıkları görürsünüz. Tüm hayatı harfi harfine yazılıdır, verimsiz yıllar, bereketli yıllar, atlatılan saldırılar, uzun süren fırtınalar, hepsi!
Ağaçlar kutsal varlıklardır. Onlarla konuşmasını, onları işitmesini bilen, gerçeği de yakalar. Onlar bize öğüt vermezler. Bize sunacakları hazır reçeteleri de yoktur.
Üzgün olduğumuzda ve yaşama
katlanamadığımız zamanlarda bir ağaç bize şunu diyebilir ancak: Sessiz ol!
Sakin ol! Bana bak! Yaşam kolay değil, yaşam zor da değil!
Nasıl bizden uzun
yaşıyorlarsa, öylesine uzun düşünceleri vardır ağaçların; uzun soluklu ve
sakin. Onların dediğini gerçekten anlamadığımız sürece, bizden daha akıllı
görünürler.
Eğer ağaçları duymayı
öğrenirsek, işte o zaman özellikle düşüncelerimizin kısırlığı, aceleciliği ve
çocukça telaşının, eşsiz bir neşe kaynağı olduğunu görürüz. İşte bu mutluluktur.
Mutluluğun ta kendisi!
Ülkemde, ağaçları
anlayabilen mutlu insanların olduğunu bilmek umut verici.
Ağaçlar mı bana umut veren
insanlar mı bilemiyorum ama “benim hala umudum var.”