Bu Blogda Ara

26 Nisan 2011 Salı

Sen de bayılacaksın ona...

Sen de farketmişsindir artık birçok şey belli cinsiyetini merak ettiğimiz günler geride kaldı.

Zeynep Ela nasıl bir çocuk olacak, onun için neler yapacağız? diye konuşuyoruz babanla... Gittiğimiz heryerde çocuklara bakıp babana gösteriyorum mütemadiyen. Sen geldiğinde baban da rahat bir nefes alacak sanırım. Başkalarının çocuklarını göstermem ne kadar hoşuna gidiyor bilmiyorum. :P

Şimdiden seninle ilgili kararlar alıyorum. 2 yaşına kadar TV seyrettirmiycem, sadece anne sütü ile beslemeye çalışıcam vs vs. Herşey sen geldikten sonra rayına oturacak biliyorum olsun. Şimdiden seninle ilgili kararlar almak güzel.

Seni düşünüyorum, huzurlu bir çocuk olmanı diliyorum.

Saçın, gözlerin, minik ellerin nasıl olacak diye düşünürken buluyorum kendimi. Sonra sağlıklı olmanın en önemlisi olduğunu hatırlıyorum.

Bu haftanın en önemli olayı doktor kontrolümüzdü. Annen bayağı bir kilo almış. ( 16kg kadar!) Doktorumuz normal doğumu zorlaştırmaması için beni uyardı. Dikkat etmeye çalışacağım. Onun dışında herşey iki hafta sonra netleşecek. Hafta sonu gidip hastaneye bakacağım. Çantamızı hazırlayacağım.

Bu hafta sonu o kadar çok gezdim ki! Baban sokaktaki tek sekiz aylığın ben olduğumu söylüyor. Ama çok eğlendik. Babanla senin hakkında konuşmak hoşuma gidiyor. Kitapların arasında dolaşırken kocaman karnıma rağmen herkesin içinde gelip beni öpmesine ise bayıldım.

Sen de bayılacaksın ona...








Blog kapalıyken yazmadan duramamışım





32. HAFTA

Haftalara göre yaşadığım bu sıralar bebeği olan ve olacak olan herkese sorular soruyorum. Ne kadar detay varmış olayda meğerse, dönenceden, küvete, bebek bezinden, emziğine apayrı bir dünyaymış. Bir de annenin ihtiyaçları var tabi...

Dolayısı ile bizim buralarda "Zeynep Ela Shopping Festival" yaşanıyor şu sıralar...

Kitapların ve internetteki yazılarında dediği gibi bugünlerde kendimi beğenmiyorum. Koca göbeğim, uzayan saçlarım, herşey bana batıyor. Ama bunun da geçici olduğunu biliyorum. Hiç bitmeyeceğini sandığım mide bulantıları gibi... Göbeğimi sıvazlıyorum bazen, sanki sana dokunurmuş gibi. Ben senin tekmelerini, hissediyorsam sen de benim seni ne kadar sevdiğimi hissediyorsundur bence. Müzik dinliyoruz beraber şimdiden paylaştığımız bir sürü şey var. "Seninle yatıp yatıp kalkıyorum" demek gerçekten doğru. Aklım sürekli sende. Sürekli odana bakıp duruyorum. Minik kıyafetlerine, ayakkabılarına...

Minik ayaklar için minik ayakkabılar...




Sen yokken neler yaptım


Kaldığımız yerden demiştim ama herşey öyle durduğu gibi durmuyor. Sen büyüdün, ben büyüdüm. Doktorun tüm uyarılarına rağmen tam 16 kilo aldım. Ama teyzen sayesinde spora devam ediyorum. Pilates ve havuz gerçekten iyi geliyor. Tek sorun oraya gitmekte, yol gözümde büyüyor.

Ama kesin kararlıyım. Sen gelene kadar devam edicem; izin verirsen sen geldikten sonra da gitmek istiyorum. İlerde benden izin alacağını hatırlatmak isterim :)

Seni kucağıma almama 6 hafta gibi bir süre kaldı. Heyecan dorukta... Normal doğum konusunda kararlıyım tabi bu da sana bağlı herşey yolunda giderse seni en doğal haliyle kollarıma almak isteğindeyim.

Okuduğum yazılar, önceden edinilmiş tecrübeler herşey doğal olanı destekliyor. Okuduğum demişken uzun süredir sadece hamilelik, doğum ve sana nasıl bakacağım ile ilgili şeyler okuyorum. Şimdi de www.blogcuanne.com diye bir sitede tavsiye edilen Dr. Harvey Karp'ın The Happiest Baby on the Block adlı kitabı var. Aslında herşeyi sen geldikten sonra tam anlamıyla öğreneceğimi biliyorum ama olsun böyle şeyler okumak hoşuma gidiyor.

PS: Ha ha ha:) Benim de böyle fotoğrafım olacaktı...
Çok güldüm, çooook !

Kaldığı yerden...

Sen burada yokken neler oldu neler... Memleket meseleleri, babanın iş stresleri, üstüne üstlük bir de annenin blogunu kapattılar. Sadece annenin olsa iyi milyonlarca insan blogundan, müziğinden oldu. Senin gelmene bir ay kala gerçekten durumlar karışık. Ama siyaset her zaman böyleydi.

Sen ayrısın, sen başkasın, yepyeni bir dünyasın benim için. İçimi kıpır kıpır eden bir müzik, güneşli güzel bir sabah gibisin... Bazı şeylerin düzeleceğine karşı ümidim var. Karamsar değilim hiç merak etme.

Bloglar kapatılınca yazmaktan da geri kalmışım baktım, senin cinsiyetini bile bilmezken yazmışım son satırlarımı...

O yüzden kaldığımız yerden devam edeceğiz.